Yüce’nin Heybe Felsefesini içeren seri yazılarını bir solukta okudum ve sizlere de tavsiye ediyorum.. Özellikle aramızda çokça bulunan malumatfuruş internet kurtlarının altını çizerek, notlar alarak okuması gerekebilir..
Bu yaptığım Heybe Felsefesine pek uygun düşmüyor gerçi. Bu şekilde linki atıp kurtulmak kolay. Aslında “okumak, özümsemek, benimsemek ve kendi kavramlarımızla yeniden yoğurup o şekilde aktarmak” şeklinde bir yol izleseydim muhtemelen hem kendime hem de sizlere daha faydalı olabilirdim..
Ama ne yapalım oldu bi kere.. Forward edip geçtim.. Eşek miyim neyim!! 🙂
Bu vesileyle de heybe insanı Yüce’ye teşekkür edelim..

http://3yucezerey4.blogspot.com/2008/10/heybe-felsefesi-serisi.html

Çok meşhur bir hikayedir aslında bu. Çok kişiden dinledim, çok da anlattım sağda solda.. Sık sık da bu hikayeyi hatırlatan olaylarla karşılaşıyorum.. Yazmak istedim tekrar. Ama Google’da şöyle bir aradığımda hazır yazılmışını buldum.

Aşağıdaki yazıyı okuyun.. Sonunda “beyninize köpek balığı atın” diyor.. Kişisel gelişimciler anlatıyor bu hikayeleri. Hikayeyi bi dinleyelim, sonunda benim de bir notum olacak. Read more

Coke Zero: Foosball

BankAsya 1. Lig için hazırlanan reklam filimlerinden birinde böyle bir durum vardı sanırım. 18 takım aynı sahadaydı ve 18 kale aynı anda korunuyordu.. Bu sefer sadece 3 kale ve 3 takım var ama reklam değil gerçek.. (Aslında hem reklam hem gerçek)

Leo Burnett Budapeşte ofisinin Cocacola için hazırladığı kampanya.. “Dünyanın ilk üç taraflı langırt’ı” demişler.. “Hem Cocacola tadı hem de sıfır şeker olabiliyorsa herşey mümkündür” felsefesinden yola çıkmışlar. 🙂 

Masada kaç top oluyor acaba? O konuda bir şey göremedim. eğer 3 top oluyorsa oldukça adrenalinli olur heralde.. Bir vuruşta 2 top birden kaleye sokma ihtimali de var.. Sonuçta başarılı bir iş çıkmış.. Macarları tebrik ediyoruz ve biz de istiyoruz.. Bir de aklıma bu 3 kenarlı olabiliyorsa 4, 5, 6 filan kenarlı da olabilir mi acaba? O zaman daha da tantanalı olur herhalde..

Bir de bunu yeşil sahalara da yansıtmak lazım.. O da bi başka olur.. Şöyle beşgen bir sahada 5 takım ve 5 kale.. İsteyen istediği kaleye gol atabilir ve en az gol yiyen kazanır.. Düşünsenize ne stratejiler, ne işbirlikleri ve ne entrikalar döner.. Ama daha zevkli olacağından şüphem yok..

MS 320 yılınının Roma kenti 3 boyutlu ortama taşındı. Zamanında yaklaşık 1 milyon nüfüsa sahip dünyanın en büyük kenti Roma bugün Google Earth ortamında, yani sanal olarak dünyanın her yerinden gezilebiliyor. 6,700 kadar bina modeli arasında uçabiliyor 11 tane en bilinen binanın (“Colosseum”, “Jul Sezar’ın Forumu”, vb.) da içinde dolaşabiliyorsunuz. Bazı binalar çok detaylı modellemelerden, bazıları ise fotogerçeklik bile kullanılmamış kaba modellerden oluşuyor.

Google 3 boyutlu model verilerini “Plastico di Roma Antica”  (Linki aşağıda) Antik Roma fiziksel modelinden tarama yaparak almış. Arkeologların 1933-1974 arasında yaptığı bu fiziksel model Roma Medeniyetleri Müzesi’nde barındırılıyor. Google ayrıca öğretmenler ve öğrenciler için bu Antik Roma modeli üzerine geliştirilecek ders programları için bir yarışma açmış. Kazanan 6 kişiye laptop, projektör, kamera, 3B mouse, $500 hediye çeki, ve Google Eğitimci plaketi gibi gayet mütevazi hediyeler vermeyi vaad ediyormuş..

Eski Roma’dan başlanmışsa sıra İstanbul’a gelmiş olmalı. 

google-latlong blog

Gearthblog

archart.it

Google Romecontest

ocarina

Telefonlar cebimize girdikten sonra önce saat oldular.. Akabinde hesap makinası geldi. Sonra hızla yenileri eklenmeye başladı: Oyun konsolu, Radyo, GPS, bilgisayar ve hatta el feneri.. Şimdi hazır olun. Iphone için yazılım geliştiren Smule adındaki bir firma malum dokunmatik ekranı da kullanarak telefonu bir müzik aletine dönüştürmüş. Çok yaratıcı ve de videolarından izlediğim kadarıyla çok da başarılı.. Smule Ocarina..

Ayrıca “Sonic wox” adında ses değiştirici bir yazılımları da var. Iphone ile birini işletmek vesaire gibi bir halt karıştırmak istediğinizde ahizenin üzerine selpak mendil koyma filan gibi demodeliklere girmenize hiç gerek yok..

Şimdi Linkler: Smule, video 1 ve video 2

 


The Look Company kabaca özel günler veya etkinlikler için şehirleri giydiren bir kuruluş..
“Special Olimpics” için 2003 yılında Dublin’i ve “Asian Games” için 2006 yılında Doha’yı giydirmişler..
Özel günlerde özel kıyafetler giyeriz. Veya özel bir kıyafet giydiğimizde çevremizdekiler bizim için özel bir durum olduğunu anlarlar. Şehirler için de bu böyle olmalı.. Ancak İstanbul gibi bir şehir ne giyer, nasıl giydirilir bu da cevaplaması zor bir soru..

Pentawards, ambalaj tasarım yarışması sonuçlandı.
Sadece ambalajlara hitaf edilmiş tasarım yarışması olan Pentawards’ın 2008 yılı ödül listesinde ülkemizden de bir tasarım var. (Nedense country listesinde “Turkey” yazmıyor. Bu sebeple ödül listesine kabaca bakıldığında Türkiye’den ödül alan bir ambalaj yokmuş gibi görünüyor.)

Food kategorisinde bronz “madalya” ile ödüllendirilen Chewy Black, Chewy Red ve Chewy Blue işleri için Paristanbul’u tebrik ediyor, başarılarının devamını bekliyoruz.

chewy

http://www.thedieline.com/pentawards08/2008/10/bronze—foo-10.html

Veritas Media, Good Stuff’tan:

Dünyayı saran ekonomik kriz nedeniyle TV yöneticilerinin yapımcılardan yüzde 30 indirim istemesinin ardından ekrana vedalar da başladı. Asi dizisinin yeni bölümlerinin artık yüksek maliyetten ötürü 15 günde bir yayınlanacağı öğrenildi. Ayvalık’ta çekilen Yol Arkadaşım dizisinin de aynı nedenden ötürü ilerleyen bölümlerde İstanbul’a taşınacak. Kurtlar Vadisi Pusu’nun ise durumu belirsizliğini koruyor. Krizin etkisi kadın-eğlence programlarını da vurdu. “Konuşa Konuşa”nın ardından Petek Dinçöz’ün sunduğu “Arım Balım Peteğim”in de Kasım ayı sonunda yayından kaldırılacağı öğrenildi. Programın kaldırılmasının kesin olduğu, gerekirse tazminat bile ödeneceği iddia edildi. Read more

Biz Diyarbakır bilmem ne mahkemesi kızımızın sitesini kapatmış dedik ama niçin Diyarbakır diye sormadık.. Meğer Digitürk’ün uyanık avukatları Blogger’ı kapattırıp neler yapabileceklerini göstererek Googla’a gözdağı vermek istemişler.. “Burası Türkiye, buranın kuralları farklı, Google mugıl tanımayız, başına öyle işler açarız ki feleğin şaşar” gibilerden bir mesaj herhalde.. Tabi bu mesajı alan Google hemen Digitürk’ü kazıklamaya çalışan blogları kapatacak ve özür dileyecekti.. 

Mahkemeyi Diyarbakır’da açmışlar ki Google takip edemesin ve mahkeme Digiturk lehine sonuçlansın.. Çook eski bir avukat numarasıdır.. Bu yüzden smzleşmelere de “istanbul mahkemeleri yetkilidir” gibi yazılır ki adam pisliğine mahkemeyi Van’da açmasın..

Sonuçta Google ne yaptı, problem çözüldü mü bilemem ama Digitürk’ün internet camiası nezdindeki itibarı sıfırlanmıştır..

Blogger.com davası ile ilgili Digiturk açıklaması ve sorular…